20 Mayıs 2008 Salı

Yine Geldi Gitmelerim!

Yine geldi işte. Hatta bu sene geç bile kaldı. Kıpır kıpır kıpır işliyor içimde. Her sene kronik bir vâka halinde artık. Tutulmasam olmaz.

Evet, yine geldi gitmelerim. Evim, İstanbul, bulunduğum her yer dar geliyor şimdilerde. Kitapçılarda, marketlerde elim ilk, gezi dergilerine gidiyor. Televizyon izlerken bir bakmışım karşımda gezi kanalları... Bir de bu ara sık sık eski gezilerin fotoğraflarını karıştırır oldum. Yaraya tuz basmak, ateşi körüklemek gibi, depreştirdikçe depreştiriyor.

Beni bu havalar mahfetti, diye söylenir dururum her yıl bu zamanlar, havalara bulurum kabahati. Bütün bir kış, bu mükafatı hak etmek için yaşamışım gibi, artık zamanı geldi gitmeliyim der içimdeki bir ben.

Bir masal gibidir o gidişler. Külkedisinin bir geceliğine prensese dönüşmesi gibi, aslında size ait olmayan bir zamanın içine dalarsınız. O berrak sular, denizler, dağlar, ormanlar ait değildir aslında sizin yaşamınıza. Siz bilgisayarla yaşamayı bilirsiniz, kapalı ofisler, korna gürültüleri, sıkış tıkış kalabalık caddeler... O yüzden de o gidişlerin dönüşlerinde at arabasının balkabağına dönüşmesi gibidir her şey. Masal biter, eski dostlar(!) bıraktığınız yerde sizi bekler.

Ama ben o dönüşleri hiç düşünmek istemiyorum şimdi. Sadece ve sadece gidişlerde aklım...

6 yorum:

durutarifler dedi ki...

Bu aralar daha bir sık gelmeye başladı benim de gitmelerim. Guzel bir yürüyüş ilaç gibi geliyor insana. Denemesi bedeva

Batuhan Doğu Alkaya dedi ki...

ben ise ufak adımlarla çok farklı bir dünyadayım bugünden itibaren .. Yanıbaşımdaymış oysa günlerdir .. Ama çok kırgınım bir gün olsun beni davet etmedi .. Her zaman keşfedilmeyi bekledi .. :) Gitmeler iyidir ..:):)

Adsız dedi ki...

Ah sorma hiç, o gitmeler bende yaz kış var. Gidemediği zaman kalbi yerinden çıkmak için can atan,sıkıntılar basan...

Tijen dedi ki...

Evet evet gitmek lazım bu ara...

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Benim de aklımda kalıcı olarak gitmek var. Şöyle sakin bir kıyı kasabasında tüm kentten ve teknolojiden uzak, modernizmden çok çok uzak bir hayat... Tahta bir kulübede mum ışığında yaşamayı bile göze alabilirim. Tek huzurla nefes alacağım yer böyle bir yermiş gibi geliyor gelmesine ya bütün bu alışkanlıkları geride bırakabilir miyim emin değilim...

Adsız dedi ki...

ahh ahhh bir yazı düşüncelerimi bu kadar iyi anlatır işte.. bunu da yapsa yapsa zeroş yapardı zaten ve yapmışş taa....

cok tesekkur ederim zeroşum düşüncelerime tercüman olduğun için.. :)